-
1 sonuç çıkarmak
v. deduce, conclude, make inferences, induce, reason, educe, infer -
2 sonuç çıkarmak
to draw a conclusion, to conclude -
3 sonuç
1) Ergebnis nt, Resultat nt, Ausgang m, Fazit ntbir şeyden \sonuç çıkarmak das Fazit aus etw zieheniyi/kötü \sonuç almak gut/schlecht abschneiden, ein gutes/schlechtes Ergebnis erzielen2) (pl)hukuki \sonuçlar rechtliche Folgen -
4 sonuç
(-cu)результа́т; ито́г; вы́вод, заключе́ниеsonuç almak — доби́ться результа́та
sonuç a bağlanmak — дости́чь какого-л. результа́та
sonuç çıkarmak — сде́лать вы́вод (заключе́ние), подвести́ ито́г
etkili sonuç — эффекти́вный результа́т; ощути́мый результа́т
-
5 sonuç
(-cu)nəticə; sonuç çıkarmak – nəticə çıxarmaqnəticə -
6 sonuç
1. subst Ergebnis n, Resultat n; Folge f; Schlussfolgerung f; Ausgang m; Schluss m (einer Rede);-den sonuç almak ein Resultat erzielen bei;-den sonuçlar çıkarmak Schlüsse ziehen2. postp … sonucu infolge G, als Folge G;bunun sonucunda infolgedessen -
7 concluderen
sonuç çıkarmak [-ır] v -
8 folgern
sonuç çıkarmak -
9 educe
çikarmak, ayirmak, sonuç çikarmak -
10 ziehen
sonuç çıkarmaktaşınmakyürümekçekmek -
11 deduce
v. anlamak; sonuç çıkarmak; gelişimini izlemek* * *1. anla 2. ortaya çıkar* * *[di'dju:s](to work out from facts one knows or guesses: From the height of the sun I deduced that it was about ten o'clock.) sonuç çıkarmak, sonuca varmak1) (the act of deducing.) indirme, çıkarma
2) (something that has been deduced: Is this deduction accurate?) indirim, kesinti
-
12 netîce
arapça نتيجه sonuç. netice çıkarmak sonuç çıkarmak, sonuca varmak. netîcepezîr olmak sonuçlanmak. -
13 tirer
Iv t1 tendre çekmek2 rabattre kapamak3 traîner ardından çekmek4 çizmek5 basmak6 avec une arme ateş etmek7 un ballon topu göndermek8 hors d'un endroit çıkarmak9 d'une situation almak, çıkarmak10 sağlamak11 ders almak12 dans un jeu de hasard rasgele çekmek◊tirer le bon / mauvais numéro — kazanan, kazanmayan numarayı çekmek
IIv i1 tendre çekmek, asılmak2 avec une arme ateş etmek3 un ballon topu hedefe göndermek4 tirer à sa fin son bulmak5 aspirer çekiş -
14 вывод
çıkarma,ihraç; sonuç,vargı* * *м1) çıkarma, ihraç (-cı)вы́вод игрока́ из национа́льной сбо́рной — oyuncunun milli takımdan ihracı
2) sonuç (-cu); vargıвы́воды... — в соч. çıkan sonuçlar;...
теорети́ческие вы́воды — teorik yargılar
прийти́ к вы́воду — sonuca / yargıya varmak
сде́лать пра́вильный вы́вод из чего-л. — bir şeyden doğru sonuç çıkarmak
••вы́вод на орби́ту — yörüngeye oturtma
-
15 conclusion
-
16 Fazit
-
17 Rückschluss
RückschlussRR mkayıtımla uslamlama, geriye dönerek sonuç çıkarma; -
18 Schlussfolgerung
SchlussfolgerungRR fçıkarım, sonuç çıkarma, istintaç; ( Konklusion) vargı;aus etw \Schlussfolgerungen ziehen bir şeyden sonuç çıkarmak -
19 infer
v. sonuç çıkarmak, anlam çıkarmak, anlamına gelmek* * *1. anla 2. çıkarsa* * *[in'fə:]past tense, past participle - inferred; verb(to judge (from facts or evidence): I inferred from your silence that you were angry.) sonucuna varmak -
20 educe
v. çıkarmak, sonuç çıkarmak* * *sonuca var
См. также в других словарях:
sonuç çıkarmak — mat. 1) bir işlemi bitirip sonuca ulaşmak 2) kesin bir karar veya görüşe varıp bunu bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonuç — is., cu 1) Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi. N. Cumalı 2) Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey Sınav sonucu. 3) Öz, özet 4) Bir yarışmada, spor karşılaşmasında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgunluk çıkarmak — 1) dinlenmek Mesela şimdi yorgunluk çıkarmak için yıkanmak istersiniz. R. H. Karay 2) yaptığı işten, yorgunluğu unutturan, sevindirici bir sonuç almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşa çıkarmak — olumlu bir sonuç alınmasını engellemek Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor, onunla alay ediyorlar. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
istihraç etmek — sonuç çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istintaç etmek — sonuç çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
netîce — (A.) [ ﻪﺠﻴﺘﻥ ] sonuç. ♦ netice çıkarmak sonuç çıkarmak, sonuca varmak. ♦ netîcepezîr olmak sonuçlanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istatistik — is., ği, Fr. statistique 1) Bir sonuç çıkarmak için verileri yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama (I) İstatistikler gösteriyor ki sahada en çok alkışlanan oyuncu kalecilerdir. H. Taner 2) İlkelerini olasılık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük